8 Şubat 2011 Salı

Ruhu şişiren pompalar



"Müzik; Ruhu şişiren bir pompa.Şişmiş, dev balonlara dönüşmüş ruhlar konser salonunda uçuşurlar ve inanılmaz bir itiş kakış içinde çarparlar birbirine" der Milan Kundera "Ölümsüzlük" romanında.


İki tenorun konserini izlerken bu sözler geldi aklıma.Sonra ruhumu nelerin şişirdiğini düşünmeye başladım.

En başta Mozart var tabi ki. Onun müziğindeki naiflik, iyimserlik ve hüzün insanın ruhunu nasılda şişirir...şişirir...şişirir.

Vivaldi ve barok müzik sonra.


Farklı yüzyıllardan farklı tarzlardan müziklerin -hard rock, rock, pop, etnik müzik veya türkü - beni aynı şekilde etkilediğini farkettim.

Sadece müzik mi?

Zeki, yaratıcı, kaliteli yapılmış ,yeni şeyler söyleyen, farklı şeyler düşündürten her türlü sinema filmi , 

zevkle, imrenerek, kıskanarak seyrettiğim her resim -ahhhh tabiki suluboya-

beynimin, ruhumun derinliklerine el uzatan her yazar, her kitap beni sarsar,sersemletir ve ruhumu şişirir.

Demek ki ruh farklı gazlarla da  şişiyor.

En önemliside zeki ,derin dostlarla yapılan, sonunun nereye varacağı belli olmayan uçsuz bucaksız sohbetler var ruhumu şişiren, yaralarıma pansuman,yalnızlığıma şifa olan...

2 yorum:

  1. :) Nehir su anda bana 15 tatil ödei kitaplardan bir tanesini seslice okuyor. Yine de zoru basarıp yazını okuyabildim. Ruhumu şişirip beni göklere salan gazlardan yana bir gün sıkıntım olursa hemen senin kütüphanene ya da müzik arşivine bakmam yeterli diye düsünüyorum. Zevklerimiz ne kadar da ortak.
    Ya da bizden haric tüm kültür ürünlerini bir kenara bırak, sana bir telefon acmam yeterli :)

    YanıtlaSil
  2. bu yazıyı bu yorumu okumak için yazdım desem yeridir

    YanıtlaSil