13 Haziran 2012 Çarşamba

KOZA








“Gitmeye karar veren hangisidir? Ruh mu ? Beyin mi?....Yoksa ruh mu bedene uyum sağlayamıyor? 
 Kalabalık eşyaları ile ayakkabı kutusu gibi bir evde yaşamaya çalışan bir kiracı gibi yada tersi; büyük bir evde kaybolan çocuk gibi…
Ruhun kendine dar ya da büyük gelen bedenden taşınma gibi bir şansı olmadığına göre tek çare onu ortadan kaldırmak gibi görünüyor.
Tek çare mi? Tek kurtuluş bu mu yani?”

“Oysa ölümün izi aranmaz. Ölen kendi süresini bitirmiştir, kendisi yitirmiştir. Sorumluluk tamamen ona yada kadere aittir. Ölümün izi aranmaz. Çünkü arayan, kendi ölümünün iziyle karşılaşmaktan korkar.”

“Yalnızlık insanın içindedir. Akrabayla, aileyle, arkadaşla falan geçmez. Sadece bir an için unutursun.”

“Ya bu yalnızlığı kabul edip yaşayacaksın ya da diğer insanların başvurduğu yöntemleri deneyeceksin. Evleneceksin, yeni akrabalar, yeni sorunlar edineceksin. Çoluk çocuğa karışıp çok kalabalık olduğunu farz edeceksin falan…”


Koza yazar arkadaşım Sevgi Saygı'nın yetişkinlere yönelik ikinci romanı. İlki daha önce burada bahsettiğim "Gezgin"

Kendisi, daha çok son yıllarda yazdığı sürükleyici çocuk romanları ile tanınıyor (Babam nereye gitti, Amcama neler oluyor ve Şimugula) 

çocuklara romanlar yazacağım diye bizi ihmal ettiğini söylerim hep...

ama o,  ne yazarsa yazsın okuyacağımızı gayet iyi biliyor  :)







1 yorum: