6 Haziran 2011 Pazartesi

Rimbaud Kompleksi

OFELYA

Yıldızların vurduğu durgun, karanlık suda

Beyaz Ofelya, büyük, beyaz bir zambak gibi,

Gelin esvapları içinde dalgalanmada.

Uzak ormanda yerlilerin gürültüleri.


Mahzun Ofelya, beyaz bir tayf gibi, yıllardır
Dolaşır bu siyah nehrin suları içinde.
Deliliği içinde bir şarkı mırıldanır,
Bir çocukluk şarkısı, akşam serinliğinde.


Rüzgâr göğsünü öper ve açar yaprak yaprak
Sularda ağır ağır savrulan etekleri.
Söğütler omuzlarına sarkar ağlaşarak,
Hulyalı alnına eğilir su çiçekleri.


Dört bir yanına üzgün nilüferler dizilir.
Uykudaki bir ağaç uyanır, zaman zaman;
Bir yuvadan küçük bir kanat sesi yükselir;
Sihirli bir şarkı gelir altın yıldızlardan!


Resim Delaroche'un , şiir Rimbaud'nun. Yazı ise Binnur'un olacak.

Ancak ilk ikisinden farklı olarak bu sonuncusu olmasa da olur kategorisinden...

Yazmak artık içimden gelmiyor. Kimileri buna depresyon diyorlar. Bense tercihli hiçleşme.

"Bak," diyorum kendime, "Rimbaud da 20 yaşından sonra elini bir daha kaleme sürmedi"... Ki o dünyanın sayılı şairlerindendi(r).

Ve ben onun kalemi bir kenara koyduğu yılın iki kat civarındayım.

40ları çözemedim, buralardaki hava kütleleri ya çok ağır ya da çok hafif, bir sabah kalkıyorum hava boşluğundayım, bir sabah kalkıyorum, serçe kanadındayım.

Fakat şu başarısızlık hissi yok mu kardeşim, ve ömrünü boşa tüketmişlik şüphesi...

ve bir de şey var tabi, hep yanlış zamanda yanlış yerde olmayı nasıl başarabildin be güzelim, diye zoru başarıp hem kendinle hem zemin hem de kendine üstten bakar olabilmek!

Velhasıl yazsam ne olacak, yazmasam ne olacak.

İnsan iyi günündeyse bir gün bir kitapta okuduğu gibi "kendini yıldız tozu" olarak görür, kötü gününde ise bir şarkıda duyduğu gibi alelade bir toz.

Toz işte toz, süpürülmeye müsait bir zerre...

Ve harcanmışlık hissi

ve geçer bunlar

ve aslında kim harcanmadı ki ler...

ve delarochelar ve rimbaudlar ve ophelialar

ve aylar

ve günler

ve dakikalar....

2 yorum:

  1. Bu yazıyı seviyorum,bazen benim için yazmışsın gibi geliyor.günlük hayatı sürdüren nihal var,işe giden,ev alan,yeni giyecek,alan bir şeyler planlayan,bir de üstten bakan "eee noolacak bunları yapınca" diyor..."evin olsa,eşyan olsa,emekli olsan nooolacak noolacak????" işte orada susuyorum,ona ev alarak,borç ödeyerek,içine ne yapacağım,ne alacağım,nereye gitsem ,ne resmi yapsam demenin bu katlanılmaz hayatta vakit geçirmenin tek yolu olduğunu söylememle de ikna olmuyor.Sormaya devam ediyor " noolacak?"

    YanıtlaSil
  2. Sayende yazımı tekrar okudum ve bu yazımı kendimin de seviyor oldugunu hatırladım. Bir de ne faydası oldu bunu tekrar okumanın biliyor musunu Kuzi?

    Aslında yazmalıyım(yazmalıyız) hiçte boşa gitmiyormuş yaptıklarımız, hani Ayşe Arman'nın okumadığım ama adını sevdiğim kitabı gibi:
    "Kimse Okumazsa Ben Okurum!"

    ve dahi kimse okumazsa Kuzim okur, kızım okur (birgün)
    :)
    ehbu da dünyaya bedel değil mi kuzi???

    YanıtlaSil