23 Eylül 2011 Cuma

Yalom'dan ölüm ve yaşam üzerine...








"Her şeyin yok olduğu, yok olmaktan korktuğumuz ama yine de yok olmanın ve korkunun varlığında yaşamamız gerektiği hayatın en apaçık gerçeklerindendir."
   
"Ölüm birincil anksiyete kaynağıdır, içsel yaşantıya sızar ve bir çok sayıda kişisel dinamizmle ona karşı kendimizi savunuruz.Yanlış bir şekilde başa çıkılan  ölüm anksiyetesi psikopatoloji denilen çok çeşitli işaretler, semptomlar ve takıntılarla sonuçlanır."

"İnsan, hayatının gerçekten sona ereceğini, dünyanın yine de varlığını sürdürmeye devam edeceğini ,kendisinin de  çok sayıda diğerlerinden biri olduğunu, “özel” olmadığını görünce öfkelenir ve hayatın kendisini aldattığını düşünür."

"Birey kendini ayırmaya ,bireyselleşmeye, ileri gitmeye ve potansiyelini gerçekleştirmeye çalışır. Bireyselleşme bedelsiz değildir, yalnızlığa ve  korunmasızlık hissine  neden olur. Bu durumda insan “bireyselleşmekten “ vazgeçer, kendini bir başkasına  bırakmada rahatlık ve güven bulur."

"Ancak bir başkasıyla birleşmenin rahatlık ve sıcaklığı da bedelsiz değildir : hareketsizlik, durağanlık ve benliğin kaybı hissi yaşanır. Birleşme, ölüm anksiyetisini ortaya çıkarır."

"Yalnız “ben” güvenli “biz”in içinde erir."

"İnsan bu iki kutup , ayrılık ve özerklik (yaşam) ile birleşme (ölüm) korkusu arasında ömür boyu gidip gelir."

"Ölüm fikriyle bütünleşmek bizi kurtarır, bizi korku veya kötümserliğe mahkum etmekten çok otantik bir hayat yaşamamızı ve hayattan zevk almamızı sağlar."

"Ölümle yüzleşen ve bütünleşebilen kişi :
  • Ölümün kabul edilmesi hayat görüşünde kökten değişiklikler yapar. Daha otantik bir yaşam tarzına yönelinir.
  • Hayat önceliklerini yeniden düzenler, önemsiz gördükleriyle vakit kaybetmez,
  • Özgürlük duygusu ve yapmak istemediklerini yapmamayı seçebilme yaşanır,
  • Hayatı emekliliğe ya da başka bir noktaya erteleme yerine güçlü bir “o” anda yaşama hissi vardır.
  • İnsan hayatın gerçeklerini canlı bir şekilde kabul eder: değişen mevsimler, yağmur, rüzgar vs.
  • Sevilen kişilerle daha derin ilişki kurulabilir,
  • Eskiye oranla daha az kişilerarası korku, reddedilme kaygısı yaşar, risk almaya daha fazla istek ve cesaret duyar."
"Hayata değer vermenin yolu, her şeyi en derin şekilde sevmenin yolu bu yaşantıların sonunda kaybolacağının farkında olmaktır."

3 yorum:

  1. son cümlede de dendigi gibi her şeyi (daha dogrusu bir çok şeyi) en derin şekilde seviyorum....

    YanıtlaSil
  2. şu an bira içiyorum ve seninle göztepe gülerek ağlayarak içtiğimiz biralar geldi aklıma içtiğimiz... o anların bitmiş olması ne kadar güzel ve değerli olduklarını değiştirmiyor kuzen...:)

    YanıtlaSil